Sehzadeler Sehri
AMASYA
Ferhat'in derdi..
.
Doguda Ferhat dagi, batida Kirklar dagi; ikisinin arasindan Yesilirmak,
yesil yesil süzülür, gider. Yamaçlarda Amasya'nin birbirinden güzel evleri.
Buradaki daga adini veren Ferhat, hepinizin bildigi "Ferhat - Sirin" hikayesinin
kahramanidir. Ferhat'in da bir yüregi vardir. Bu yürek alev alev Sirin için
yanmaktadir. Amasya beyinin güzel kizi Sirin, onun yüregini ateslemis, bu ates
bir yangin olmus. Gel gör ki beyin bir sarti var, kimseler yerine getiremez. Bey
demis bir kere:
- Dagin ötesindeki suyu sehre akitacak yigite verecegim kizim Sirin'i...
Tek basina koca bir dag yarilir mi? Yarilir. Ferhat gibi asik olan yarar bu
dagi. Bu ask dagi da yarar, gögü de yere indirir. Almis balyozu eline Ferhat,
çikmis Sahinkaya'ya. Vurdukça ferahlamis, taslar bileklerinde erimis. Kocaman
kayalar küçülmüs, Yesilirmak akmis, Kaynar Havuz akmis Amasya'ya. Ferhat'in alin
teri gibi akmis sular sehre. Böylece is bitmis, Sirin'ine kavusmus mu? Hayir.
Kötülükler onu da bulmus. Sirin'in öldügü haberini vermisler, sularin sehre
dogru çagildadigi gün. Bagrindaki yanginin bu sular söndüremez. Atmis havaya
elindeki kirk okkalik demir külüngü, düsürmüs basi üzerine. Hemen orada can
vermis Ferhat'cik. Bu acikli olay unutulur mu hiç? Amasyalilar bu daga Ferhat
demis, onun dag gibi derdiyle dertlenmisler yillarca.
Bir de efsane anlatirlar bu sular üstüne. Amasya'nin Güllübaglarina akan irmagin
kaynagina azili bir ejder oturmus, suyu kesmis bir zamanlar. Baglar kurumus,
sehir susuzluktan kirilmaga baslamis. Amasyalilar, bakmislar olacak gibi degil,
ejderle de basa çikmak her babayigidin isi degil, düsünüp tasinmislar, bir çare
bulmuslar. Ejderi çatlatip öldürmek.
Ertesi gün semizce bir katira, iki çuval tuz yüklemisler, sürmüsler ejdere.
Azili ejder, bir nefeste katiri, sirtindaki çuvallarla birlikte yutuvermis.
Birkaç saat sonra tuzun verdigi hararetle baslamis irmagin suyunu çekmege.
Çektikçe sismis, dag gibi olmus. Az sonra da çatlayip ölmüs. Amasya da bu
felaketten böylece kurtulmus.
Amasya adina gelince, Milattan önce Birinci Yüzyilda Amasya'da dogan taninmis
tarih- cografya bilgini Stirabon'a göre, sehri ilk kuranlar Amazonlar'dir.
Amazon kraliçesi Amasis, Karadeniz kiyilarindan asagi inmis, Amasya'nin
bulundugu yeri begenerek bir sehir kurmus, adina " Amasis sehri" demek olan
"Amaseia" demisler. Bir söylentiye göre de, bir zamanlar buradaki daglarda elmas
madeni isletilirmis, bundan dolayi sehre "Elmasiye" denmis, bu ad zamanla Amasya
olmus. Sehrin adinin Amasya'yi fetheden Danismend Ahmed Gazi'nin karisi "Ümmü
Asiye" den geldigini, Ümmü Asiye'nin Amasya'da oturdugunu söyleyenler var.
Fakat, Amasya, Danismend Gazi'nin burayi fethinden önce de "Amasea" adiyla
taninan, bilinen bir sehirdir.
Sehzadeler sehri :
Malazgirt Zaferinden sonra, Melik Danismend Ahmed Gazi, sarp daglarin dik
yamaçlarina oturan Amasya Kal'asini kusatarak zaptetmis, bu güzel sehri
fetihlerinin karargâhi yapmistir. 1174 yilinda Selçuklu Sultani Ikinci Kiliç
Arslan'in eline geçen Amasya, ondan sonra, sehzadelerin, bilginlerin,
sanatçilarin sehri olmus, özellikle Osmanlilar devrinde "Sehzadeler sehri"
olarak taninmistir. Osmanli Padisahi Ikinci Murad, Yavuz Sultan Selim Amasya'da
dogmus, Fatih sekiz yasindayken Amasya'ya vali olarak tayin edilmis, Ikinci
Beyazid sehzadeliginde Amasya'da bulunmus, Kanunî Sultan Süleyman, Amasya'yi sik
sik ziyaret etmistir. Bu ünlü sultanlarin Amasya'da unutulmaz anilari, bu
anilari dile getiren ayri ayri eserleri var. Osmanli yazi sanatinin büyük ustasi
hattat Seyh Hamdullah Amasyalidir. Divan sairlerimizden Mihrî Hatun
Amasya'lidir:
Ben umardim ki seni yâr-i vefâdar olasin
Ne bileydim ki beyim böyle cefakâr olasin
Reh-i âskinda neler çektigimi âh benim
Bilesin bir gün ola aska giriftâr olasin
Diye, besyüz yil önce ask üzerine en içli siirlerini söyleyen kadin sairimiz
Mihrî Hatun, Ferhad'a karsilik Sirin'in sözcüsü olmus, Amasya baglarinda bülbül
gibi sakimisti. Tip-hukuk bilginleri, tarihçileri var Amasya'nin diziye gelmez.
Bunun içindir ki, bir çok kitaplarda Amasya'ya "Bilginlerin toplandigi yer"
anlamina gelen "Kubbetül- Ulema" denmistir.
Su anda bu satirlari okuyan Amasyalilarin gögüslerinin kabardiklarini görür gibi
oluyoruz. Gerçekten de Amasya, tarihi boyunca Türk kültürüne, Türk sanatina güç
katan, emek veren insanlarin diyari olarak taninir ve bilinir...
Bir Efsane:
Amasya'yi çeviren daglarin dik yamaçlarinda Kaya mezarlari olarak bilinen
magaralar vardir. Bir zamanlar Amasya'da yasamis Pontus Krallarinin gömülü
oldugu söylenen bu magaralardan biri de Aynali Magara diye taninir. Gün isiginda
piril piril parlayan bu magaranin kemerli kapisindan içeriye girilince içeride
iki mezar odasi görülür. Bu magara üzerine çesitli efsaneler söylenir. Derler ki
mezarlardan biri, güzelligi dillere destan kral kizina, ötekisi de ona asik bir
delikanliya ait. Efsaneye göre, kral kizi o kadar güzelmis ki, yüzüne kimse
bakamaz, bakanin gözleri kamasir, kendinden geçer, günesin karsisinda kar
misali, eriyip bitermis. Bu yüzden kiz, yüzünü kimseye göstermez, siyah kalin
bir peçeyle örtermis. Kiz gelinlik çagina gelince kral ilan etmis. Kim kizinin
yüzündeki peçeyi kaldirirsa ona verecek. Peçeyi kaldiranlar olmus ama, kizin
yüzüne bakacak cesareti kimse kendinde bulamamis. Sonunda fakir delikanli
sarayin kapisini çalmis:
- Ben demis, ben bakacagim o güzel yüze...
- Aman demisler, kiyma gençligine. Kimse o güzellige dayanamaz. Vaz geç bu
sevdadan...
Delikanli:
- Bu güzellik ugruna bin can feda... Ben bu güzellige asigim, bu yola bas
koydum. Getirin Onu, bir an önce görmek, muradima ermek istiyorum.
Getirmisler kizi. Delikanli bir eliyle kalbini bastirmis, öteki eliyle peçeyi
yavas yavas siyirmis. Iste ne olduysa bu anda olmus. Dayanilmaz bir savk, simsek
gibi çakmis odalarda, kral kiziyla genç delikanli, bir kömür gibi yigilmislar
olduklari yerde.
Götürüp bu kayadaki ayri ayri mezarlara koymuslar. Onun için isildarmis bu
magara. Adina "Aynali Magara" demis, bir ask efsanesini yillar yili
sürdürmüsler.
1401 yilinda Ankara savasini kazanan Timur, Amasya üzerine de bir ordu
göndererek, Amasyalilari teslim olmaga davet etti. Amasya teslim olmadi. Bu
duruma son derece hiddetlenen Timur, Amasyali bilginleri imtihan edecegini,
sorularina dogru cevap alamazsa bütün halki kiliçtan geçirecegini söyledi.
Amasyalilar bu bilim savasina hazir olduklarini söylediler. Imtihan günü geldi.
Timur'un bilginleri on soru sordular. Amasyali bilgin Ilyas Çelebi, tek basina
bir çirpida bu on soruyu hemen cevaplandirdi. Böylece Amasya büyük bir
tehlikeden kurtulmus oldu. Rahmetli sair Behçet Kemal Çaglar "Amasya'ya
Seslenis" siirinde bu olayi söyle dile getirir:
"Ey kizdigi her sehri harabeye çevirmis,"
"Timur'a tatli dille isyan eden Amasya!"
"Ey, iki adimda bir boy atan medresede"
"Cümle halkini ehli irfân eden Amasya!"
Amasya, bilginin savasini vermis tarihî beldemiz... Amasya bitmez, tükenmez...