(((::: AMASYA 05 :::))) |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Yeni Sayfa 1
Sevgili
Amasyalılar, değerli hemserilerim
üyeleri
, sözlerime baslarken hepinizi
saygıyla selamlıyorum.
şu son günlerde Türkiyemiz üzerine oynanan oyunları gördükce
Amasya Genelgesi'nin 86 yilinin icerisindeyiz ister istemez insanin
aklına
Hatırladımız tarih
milletimizin ve kurtuluşumuzun ve Cumhuriyetimizin
temelinin atıldığı Tarih aklina geliyor. Bildiniz gibi, Mustafa Kemal
ve arkadaşları 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkmışlar ve oradan da
Amasya'ya gelmişlerdir. Amasya'da kabul
edilen tamim, Sivas ve Erzurum
kongrelerinin ve bunları takip eden ilk Büyük Millet Meclisi'nin
temelini atmışlardır. Amasyalilar bu genelgeye ev sahipliği yapmakla ne
kadar gurur duysa azdır. Sizleri bu vesileyle
bir amasyali olaraktan sahsim adina .
saygıyla selamlıyorum.
Değerli hemşerilerim
Sevgili
Amasyalılar,
Bir an için
1920'li yıllara gidelim. Anadolu işgal altında ve İtilaf Devletleri Türk
topraklarını tamamen bölüp parçalamanın hesaplarını yapıyorlar. Vatan
topraklarının her bir köşesinde ayrı bir kurtuluş kıpırtısı yaşanıyor.
Samsun üzerinden Anadolu topraklarına adım atan Mustafa Kemal, bu
kıpırtıları bir çatı altında buluşturacak ve Türk halkının müthiş
kahramanlığını dünyaya bir kez daha ilan edecektir. Bu büyük temelin ilk
harcının atılması için Amasya düşünülmüştür. Mustafa Kemal'in, Amasya
Müftüsü Hacı Tevfik Efendi'ye çektiği telgrafa aldığı cevap çok
duygulandırıcıdır. Amasya halkı, vatanın, dinin ve devletin korunması
yolunda mücadele edenleri bağrına basmakla iftihar edecektir. Nihayet
ilk çekirdek Amasya'da ekilir. Amasya halkı inanılmaz bir heyecan ile
kenetlenmiş. Beyazıt Camii'nin çevresine bir cuma günü o zamanın
şartlarında 30 bin Amasyalı toplanmıştır. Bu heyecan içerisinde
Amasyalılar, Kurtuluş mücadelesine en büyük desteklerini vermişlerdir.
Abdurrahman Kamil Efendi, Beyazıt Camii'ndeki vaazında, şunları söyledi:
"Yegane kurtuluş çaresi, halkımızın doğrudan hakimiyetini ele alması ve
iradesini kullanmasıdır."
Ertesi gün Amasyalılar gönül birliği içerisinde Müdafa-i Hukuk
Cemiyeti'ni kurdular. Bugünkü Amasyalılar, sizler, o günkü Amasyalıların
çocuklarısınız. O büyüklerinizle bizler de en az Amasya şehri kadar
şeref duyuyoruz, onları hürmetle anıyoruz.
Değerli Amasyalılar, bildiğiniz üzere Amasya Genelgesi, 1919 ve 1922
yılları arasında Anadolu'yu köşe bucak kuşatan büyük Kurtuluş
Mücadelesi'nin en önemli adımlarından birini oluşturmuştur. 21-22
Haziran 1919 günlerinde onaylanarak tanzim edilen genelgede özetle şu
ifadeler yer alıyordu:
"Vatanın bütünlüğü, milletin bağımsızlığı tehlikededir. İstanbul
Hükümeti, İtilaf Devletleri'nin tesir ve denetimi altında bulunduğundan
üstlendiği sorumluluğun gereklerini yerine getirememektir. Milletin
bağımsızlığını, yine milletin azim ve kararlılığı kurtaracaktır.
Anadolu'nun her bakımdan en güvenilir yerlerinden olan Sivas'ta, milli
bir kongrenin acilen toplanması ve ayrıca doğu illeri adına da
Erzurum'da bir kongrenin yapılması kararlaştırılmıştır."
Telgrafla Anadolu'ya ulaştırılan bu genelge, parça parça kalan
kurtuluş çırpınışlarına müthiş bir heyecan vermiş, bu ses bütün
Anadolu'dan destek bulmuştur. Anadolu'da bu kahramanca mücadele
sürerken, Anadolu'da bu kahramanca mücadele sürerken Osmanlı'nın son
Meclis'i olan Meclis-i Mebusan, Misak-ı Milli'yi kabul ederek, bu
harekete bir ölçüde destek olmuştu. Bu ant ile Türkiye'nin ulusal
sınırları çizilmiş ve ulusal kurtuluş hedeflerini göstererek, Anadolu'da
başlatılan kurtuluş mücadelesine güç katmıştır. Bundan sonra Sivas ve
Erzurum kongreleri tamamlanmış, 16 Mart 1920'de İstanbul'un işgalinin
hemen ardından 23 Nisan 1920'de Ankara'da ilk Büyük Millet Meclis'i
açılmış ve kurtuluş mücadelesi buradan sürdürülmüştür.
Değerli hemserilerim degerli konuklar
bizler bu ülkede güvenlik ve esenlik içinde yaşayabiliyorsak,
bunu çok değil bundan 84 yıl önce dedelerimizin ve ninelerimizin
gösterdiği kurtuluş mücadelesine borçluyuz. Onlar, çocuklarımız,
torunlarımız ezilmesin ve yok olmasın diye kendi canlarını ve kanlarını
feda ettiler. Onlara layık olmamızın yolu hedefsiz ve amaçsız yaşamak
değil, büyük ideallere adanmak ve çok çalışmaktan geçiyor. Bizler
tarihin bütün sayfalarında, şanlı hatıralar bırakan ataların
torunlarıyız. Tarihimizin hiçbir sayfası başımızı önümüze eğdirmemekte,
geçmişimizden her söz edildiğinde müthiş bir onur duymaktayız. Bizler bu
geçmişe layık olmak zorundayız. Gelecek nesillerin de bizimle gurur
duymalarının yolu gönül birliği içinde yardımlaşmamızdan, çalışmamızdan
ve harika eserler üretmeye çaba göstermemizden geçecektir.
Tarihi ile bağı kopmuş olan nesiller, kökleri kurumuş ağaçlar
gibidir. Amasya'da bir kez daha tarihimizle bağımızı hatırladık.
Geleceğe emin adımlarla ilerlemenin yolunun, geçmişi unutmamak olduğunu
bir kez daha algıladık. Bu kavrayışın zihnimizden hiç çıkmamasını,
geleceğe alnımız ak olarak ve gönül birliği içerisinde ilerlemeye devam
etmeyi diliyor, hepinizi tekrar saygılarla selamlıyorum.
|
|
|
|
|
|
|
Bugün Bu Sitede 38688 ziyaretçiicerdeydi |
|
|
|
|
|
|
|